Her geçen gün dijitalleşme yönünde kayda değer adımlar atılırken yıllardır hayatımızda varlığını sürdüren birçok konu dijital dünyaya taşınıyor. İş yaşantımızdan sosyal hayatımıza ve günlük rutinlerimize varıncaya kadar gelişen teknololojinin sunduğu ürünlere ve hizmetlere hayatımızda bolca yer veriyoruz. Yaşanan tüm bu gelişmeler, dijital dünyanın kendi devlerini, yeni sektörleri, iş modellerini doğuruyor ve bunlara her gün bir yenisi ekleniyor. Dolayısıyla, klasik yaklaşımlar dijitalleşirken yeniden yorumlanıyor. Bu içeriğimizin konusu olan dijital hizmet vergisi de vergilerin dijital dünyaya ayak uydurduğu bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor.
İnternetin yeteneklerini artırması, bilgisayarların ve özellikle de mobil teknolojilerin gelişimi dijital dönüşümü artık bir seçenek olmaktan çıkarıyor. Dijital dönüşümü kabul etmeyen ve karşısında duran işletmelerin, müşterileri nezdinde ve rakipleri karşısında dezavantajlı duruma düşmesi kaçınılmaz oluyor. Satış kanallarını e-ticaret ile revize etmeyen firmalar rakiplerine oranla çok daha kısıtlı müşteri kitlesine ulaşabiliyor. Örneğin; iş hayatının dijital dönüşümüyle birlikte geçtiğimiz on yıllar boyunca kağıt üzerine basılan faturaların e-faturaya dönüşümü, e-defter ile dijitalleşen muhasebe defterleri, mali ve finansal süreçleri hızlandırırken kullanıcıları için çok ciddi zaman ve emek kazanımını da beraberinde getiriyor. Bu hizmetleri sağlayan şirketlerin sayısı ise her geçen gün artarken marka bilinirlikleri ve ciroları da katlanarak büyüyor.
Dijital Hizmet Vergisi Neleri Kapsar?
Dijital hizmet vergisini, sunulan dijital hizmetler ve internet kanalıyla satışı yapılan her türlü görsel, işitsel içeriklerden elde edilen gelirlerden alınan bir vergi türü olarak tanımlayabiliriz. Dünyada ve ülkemizde, klasik vergilendirme yaklaşımının yeniden tanımlanmasına da sebep olan dijital hizmet vergisi esasında çok yeni bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Farklı ülkelerde çeşitli şekillerde yorumlanan ve uygulanan dijital hizmet vergisi, Türkiye’de 1 Mart 2020 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunlarda dijital hizmet sağlayıcıları, dijital hizmet vergisinin mükellefi olarak tanımlanmıştır. Verginin konusuna giren hizmetlerden elde edilen tüm hasılat ise verginin matrahı olarak belirtiliyor.
Verginin kapsamında, dijital ortamdaki tüm reklamlar, herhangi bir içeriğin dijital ortamda satışı ve bu içeriklerin kitlesince kullanılmasına yönelik sunulan hizmetler, kullanıcıların birbirleri ile etkileşimini sağlayan hizmetler ve bu hizmetlerle ilgili sağlanana aracılık hizmetleri bulunuyor.
Dijital hizmet vergisi, klasik vergi yaklaşımındaki vergi mükellefinin o ülke sınırlarında adresi bulunması hususunu da oldukça esnetiyor ve hatta yeniden tanımlanmasını sağlıyor. Çünkü dijital hizmet vergisi, hizmetlerin Türkiye’de sunulması, Türkiye’de faydalanılması ya da Türkiye’de değerlendirilmesi gibi geniş bir kapsama uygulanıyor.
Dijital Hizmet Vergisi Oranı Nedir?
Dijital hizmet vergisi, vergi matrahına konu olan tüm hizmetler üzerinden elde edilen hasılatın %7,5’i oranında uygulanıyor. Beyan usulü ile tarh edilen dijital hizmet vergisinde beyannameler aylık olarak düzenlenerek Hazine ve Maliye Bakanlığına iletiliyor. İlgili aya ilişkin dijital hizmet vergisi beyannamelerinin bir sonraki ayın sonuna kadar iletilmesi ve ödenmesi gerekiyor. Dijital hizmet vergisinde, Türkiye’de dijital kanallardan elde ettiği geliri 20 milyon TL’nin altında olanlar ile tüm dünyada bu geliri 750 milyon Euro’nun altında olan şirketler muaf tutuluyor.
E-Çözümler ile İşletmenizi Bir Adım İleriye Taşıyın
Dijital hizmet vergisi gibi uygulamalar ile devletler dahi vergi kalemlerini gözden geçirip yeniden yorumlarken işletmelerin de dijital dönüşümü öncelikleri arasına alması gerekiyor. İşletmelerin tüm süreçlerinde bütünsel dönüşümünü destekleyen muhasebe yazılımları, insan kaynakları, satış, pazarlama, finans gibi departmanlara özel ERP programları her geçen gün yeteneklerini artırıyor. Örneğin, bugün muhasebe programları ile defterlerini tutan, fatura kesen, bordrolama yazılımları ile çalışanların ücret ve ödemelerini yöneten işletmeler, zamanı ve iş gücünü daha verimli kullanmasının yanında hata olasılıklarını da en aza indiriyor. 21. yüzyılın yapıtaşı olan verinin üretilmesi, kullanılması, yönetilmesi, analiz edilmesi, korunması, arşivlenmesi ve raporlanması gibi süreçlerde dijital hizmetler ve bu hizmetleri sunan şirketlerin daha çok ön planda olduğu gerçeği karşımızda duruyor.
Siz de işletmelerin dijital dönüşümünü sağlayan Orka Bilgisayar’ın sunduğu e-çözümleri hemen keşfedin!